25 Kasım Kadına Karşı Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü
25 Kasım Kadına Karşı Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü, Maribal kardeşlerin 1960 senesinde Dominik Cumhuriyeti’nde dönemin diktatörü olan Trujillo’ya karşı baş kaldırısından sonra tecavüz edilerek öldürülmesi üzerine ilan edilmiştir. Trujillo, halkı, özellikle de kadınları, baskı ve zulüm ile yönetmiş, kadınları açıkça hedef göstermekten çekinmemiştir. Bu diktatör rejime karşı kadınlar örgütlenmiş, Clandestine isimli gizli örgütü kurmuş, cinayete kurban gitmiş ve buna rağmen diktatörlüğü devirmeyi başarmışlardır. Verilmiş olan bu mücadele, bugün halen kadınları susturmak ve sindirmek için çarkları dönen erkek egemen sisteme karşı bir direniş çağrısı olarak kadınlara güç vermektedir. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü, sömürülen, hor görülen, şiddete maruz bırakılan, taciz edilen ve katledilen tüm kadınlar adına adaleti haykırmak için vardır!
Kadına yönelik şiddet, ataerkil sistemin erke tanıdığı sınırsız güç ve cezasızlığın bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Bu sistemde, kadın güçsüzleştirilmekte, erkeğin ayrıcalıklı konumu ise korunmaya devam etmektedir. İnsanlığı yalnızca iki cinsiyete indirgeyen bu sistem, her bir kanalı ile kız çocuklarına susmayı, erkek çocuklara ise hükmetmeyi öğretmektedir. Dolayısıyla erkek eli ile kadına yöneltilen şiddetler, sistemin çarkları aracılığı ile faili aklamaya; mağduru ise suçlamaya devam etmektedir.
Türkiye’de yaşanan kadın katliamlarında, katiller cezasızlık ve iyi hal indirimleri ile ödüllendirilirken, kadınlar yaşam hakları ellerinden alınsa dahi hedef gösterilmeye devam etmektedir. Bu iklimde sağlanmayan adalet, kadınların psikolojilerini oldukça derinden yaralamaktadır. Deneyimlenen kronik stres, korku, çaresizlik gibi duygusal zorluklar, travmaların yeniden ve yeniden inşa edilmesine sebep olmaktadır.
Şiddet deneyimi, kadınların kendini güçsüz ve değersiz hissetmesine sebep olmaktadır. Yaşanan ve/veya tanık olunan her saldırı, kişinin hayata olan bağlılığını daha fazla aşındırmaktadır. Bu durum kişilerde travma sonrası stres bozukluğu, depresyon, kaygı bozuklukları ve kendine zarar verme davranışları gibi farklı şekillerde ortaya çıkabilmektedir. Yaşanan şiddetlere bağlı olarak kendilik algısı zedelenen kadınlar, faillerin hissetmesi gereken suçluluk ve utancı onlar yerine hissedebilmekte ve hayatta daha pasifize bir konuma geçebilmektedir. Bu haliyle kadınlar, sosyal destek mekanizmalarına ulaşmakta da zorluklar yaşayabilmektedir. Bu durum daha fazla izolasyon deneyimlenmesine ve en nihayetinde kişilerin yalnızlık ve çaresizlik içerisinde hapsolmalarına sebep olabilmektedir. Bunlarla birlikte, psikosomatik belirtiler de ortaya çıkabilmektedir. Şiddetten hayatta kalan kadınlar, sıklıkla baş ağrısı, kas ağrıları, kronik yorgunluk, mide problemleri ve kronik hastalıklar gibi yaşam kalitelerini düşürecek semptomlar bildirmektedir.
Bizler Neler Yapabiliriz?
Kadına yönelik şiddet toplumsal bir sorundur ve şiddetle mücadele etmek tüm toplumun ortak sorumluluğudur. Bu anlamda, toplumsal farkındalık çalışmaları sürdürmek oldukça önemli bir konumdadır. Şiddeti normalleştiren, faili aklayan söylemler üretmemek, şiddetin görünmez hale gelmesini önlemek adına ilk adımı oluşturmaktadır.
Kadınların yalnız olmadıklarını hissetmeleri, şiddetin yarattığı korku duvarını indirebilmek için çok kilit noktadadır. İhtiyaç halinde kişileri gerekli yönlendirmelere ulaştırmak, ihtiyaçların karşılamak, güvenli sığınaklar sağlamak ve psikolojik, hukuki ve sosyal destek sunmak oldukça önemlidir. Kadın dayanışma grupları, kolektif iyileşme sürecinde destekleyici bir rol oynamaktadır.
İstanbul Sözleşmesi gibi kadınların haklarını koruyan yasaların uygulanması, yetkililerin görevlerini yerine getiriyor olması oldukça önemlidir. Faillerin cezasızlıkla ödüllendirilmemesi ve adaletin yerini bulması, adil dünya anlayışına katkı sağlamaktadır. Adaletin sağlanması, aynı zamanda şiddetin teşvik edilmesinin ve tekrarlanmasının da önüne geçebilmektedir.
Şiddetin yarattığı travmalarla baş etmenin bir diğer yolu ise psikoterapi sahasıdır. Şiddete maruz kaldıysanız ve/veya tanıklık ettiyseniz, hissetiğiniz her şeyin oldukça kıymetli olduğunu unutmayın. Travmayı ve etkilerini bir profesyonel aracılığıyla sağaltabileceğinizi hatırlayın.
Desteğe ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız, bu iletişim hatlarına ulaşabilirsiniz:
Kadın Dayanışma Vakfı Kadın Dayanışma Derneği
www.kadindayanismavakfi.org www.kadindayanisma.org
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği
www.morcati.org.tr www.ucansupurge.org
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu SEBUKA
www.kadincinayetlerinidurduracagiz.net https://sebuka.com
Unutmayın, asla yalnız ve yanlış değilsiniz! Dayanışmayla