Ayrımcılık, önyargı ve damgalanma…

Ayrımcılık, önyargı ve damgalanma bir sistemin birbirini besleyen tekerleri gibidir. Bu sistem insanların; dil, din, ırk, cinsiyet, cinsel yönelim gibi özellikleri ile gruplandırılmalarının ve bu gruplandırılmaya bağlı olarak kişilere yapışıp kalan kalıpyargıların bütününü ifade etmektedir. Bu deneyimlere maruz kalan kişiler adeta bir şiddet sarmalı içerisinde hapsedilmektedir.

Bir diğer şekliyle ayrımcılık, insanlara yalnızca ırkları dolayısıyla yöneldiğinde ırkçılık; engellilik durumu üzerinde yöneldiyse engelli ayrımcılığı; yaşları dolayısıyla yöneldiyse yaşçılık; cinsiyet ve/veya cinsel yönelim temelli uygulandığında ise cinsiyetçilik ve/veya LGBTİfobi olarak adlandırılmaktadır.

Araştırmalar açıkça gösteriyor ki, azınlık gruplarda maruz kalınan damgalanma ve ayrımcılık arttığından; deneyimlenen depresyon, anksiyete ve kaygı bozuklukları ve bağlantılı olarak intihar oranları da artış göstermektedir. Bunun açıkça sebebi ise bahsi geçen şiddet sarmalıdır. Bu sistem ile mücadele etmek, eşit ve adil bir toplum yaratmak adına önemli bir noktada durmaktadır. Dolayısıyla, damgalanmanın karşısında durmak psikolojik sağlığın ve insan haklarının yanında durmak olacaktır.

Previous
Previous

Travmatik olaylar…

Next
Next

Psikoterapi nedir, ne değildir?